Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ücret artışı | wage rise i. | ||
This is extraordinary and wage rises had nothing whatsoever to do with it. Bu olağanüstü bir durum ve ücret artışlarının bununla hiçbir ilgisi yok. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | raise i. | ||
Tom asked his boss for a pay raise. Tom patronundan ücret artışı istedi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | ücret artışı | prest [obsolete] i. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | wage rise i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | salary rise i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | wage increase i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | wage hike i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | increase in pay i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | pay increase i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | salary increase i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı | pay growth i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | geçmiş bir tarihten başlayan ücret artışı dolayısıyla biriken farkların ödenmesi | back pay i. |
Ticaret/Ekonomi | otomatik ücret artışı | automatic wage progression i. |
Ticaret/Ekonomi | ücret artışı talep etmek | make a wage-claim f. |
Industry | ||
Sanayi | işveren ile çalışanlar veya sendikaları arasında yapılan, enflasyon artışına paralel ücret artışı yapılmasını ön gören anlaşma | threshold agreement i. |